Ana Sayfa
Mobil Cihaz Terimler sözlüğü
PC Dosya Uzantı ve Anlamları
----
Bel Fıtığı ( Hernial Disk)
Elbistan İlini Tanıyalım
Google de Arama Yapma
Ziyaretçi
Otomotiv Sektörü Kısaltmalar
İl Telefon Kodları
KPSS Güncel Soru
Dini Konular
Inkılap Tarihi
Genel Tarih
=> Tarih Bilimi
=> İlk Çağ Medeniyeleri
=> İslam Öncesi Türk Tarihi
=> İslam Öncesi Türk Devletleri
=> İslam Öncesi Türklerde Kültür ve Medeniyet
=> İslam Tarihi
=> Hz. Muhammed (S.A.V) Dönemi
=> Dört Halife Dönemi
=> Emeviler Dönemi
=> Abbasiler Dönemi
=> Endülüs Emevileri Dönemi
=> Ben'ül Ahmer Devleti Dönemi
=> İslam Kültür ve Medeniyeti
=> İlk Türk İslam Devletleri
=> Türk İslam Tarihi
=> Büyük Selçuklu Devleti
=> Anadolu İlk Türk Beylikleri
=> ilk Türk İslam Devletleri ve Büyük Selçuklu Devletinde Kültür ve Medeniyet
=> Anadolu Selçuklu Devleti
=> Anadolu Selçuklu Devletinde Kültür ve Medeniyet
=> Anadolu Beylikleri
=> Anadolu Beyliklerinde Kültür ve Medeniyet
=> Ortaçağda Kurulan diğer Türk Devletleri
=> Osmanlı Kuruluş Dönemi
=> Osmanlı Yükselme Dönemi
=> Osmanlı Duraklama Dönemi
=> Osmanlı Gerileme Dönemi
=> Osmanlı Dağılma Dönemi
=> Osmanlı Yıkılış Dönemi
=> Osmanlı Kültür ve Medeniyet
Bana ulaşın
DURAKLAMA DÖNEMİ: (17.Yüzyıl)
 
Osmanlı Duraklama dönemi 1579 Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümüyle başlar, 1699 Karlofça Antlaşmasına kadar sürer.
-Osmanlı devletinin kısmi güç kaybettiği dönemdir.
-Devletin temel politikası: Yeni topraklar kazanmak, büyüme ve gelişmeyi devam ettirmektir.
 
-Duraklama Dönemi Padişahları:
1-III. Murat           (1579-1595)
2-III. Mehmet        (1595-1603)
3-I. Ahmet             (1603-1617)
4-I.Mustafa            (1617-1618)
5-II. Osman           (1618-1622)
6-IV. Murat           (1622-1640)
7-I. İbrahim           (1640-1648)
8-IV. Mehmet        (1648-1687)
9-II. Süleyman       (1687-1691)
10-II. Ahmet          (1691-1695)
11-II.Mustafa         (1695-1703)
 
1-Duraklamanın Nedenleri:
 
Dış Nedenler:
-Osmanlı devletinin doğal sınırlara ulaşması ve güçlü devletlere (Batıda Avusturya, Kuzeyde Rusya, Doğuda İran gibi) sınır olması
-Dünyanın en hareketli noktasında bulunması.
-Topun kullanılmaya başlanması ve Feodalitenin yıkılması sonucu Avrupada güçlü merkezi krallıkların (İngiltere, Fransa, Avusturya, Rusya gibi) kurulması.
-Coğrafi Keşifler sonucu ticaret yollarının değişmesi, Osmanlı maliyesinin bozulması, Avrupa’da ise ekonomik hayatın canlanması. (Bu hem iç hem dedış nedendir)
-Avrupa’nın Rönesans, Reformlarla bilim, kültür ve edebiyatta ilerlemesi Osmanlı devletinin bunları takip etmemesi. (Ki bu dönemde Osmanlı devleti Avrupa’dan çok üstündür.)
 
İç Nedenler:
 
Yönetim, Ordu, Maliye, İlmiye ve toplumsal yapıdaki bozukluklardır.
 
 
-Yönetim Sistemindeki Bozukluklar:
-Merkezi yönetimin bozulması.
-Osmanlı veraset sisteminde yapılan hatalı değişklikler.
-İlk başlarda ülke hükümdar ailesinin ortak malı idi.
-I.Murat'tan itibaren ülke sadece padisah ve oğullarının sayıldı.
-Fatih devrinden itibaren kardeş katli kanunlaştı. Ülkenin birliğini sağlayarak bölünmesini önlemek için Taht’a en güçlü şehzdenin geçmesi kanunlaştı
-I. Ahmet döneminde yapılan değisiklikle Osmanlı hanedanı içinde en yaşlı ve akıllı olanın (Ekber ve Erşed) padişah olması esası benimsendi.
III. Mehmet; son kez sancağa çıkan Osmanlı padişahı oldu.
I.Ahmet döneminde başlatılan bu Ekber Sistemi ile şehzadeler kafes hayatı yaşamışlar ve yeteneksizleşmişlerdir.
-Taht’a, tecrübesiz, akılsız, yeteneksiz hükümdarların geçmesi.
-Bazı padişahların zevk ve eğlence düşkünü olmaları.
-Kadınların, Ocak ağalarının ve ulemanın devlet işlerine karışmaları (III. Murat’tan itibaren)
-Rüşvet ve İltimasla yapılan memur atamaları.
-Eyalet yönetimlerinin bozulması.
 
-Ordu Sistemindeki Bozukluklar:
 
-Kanunlara aykırı olarak Yeniçeri Ocağına asker alınması.
-Yeniçeri sayısı ile ulufe ödenmesinin artması.
-Yeniçerilerin devlet yönetimine baskıda bulunmaya başlamaları.
Yeniçerilerdeki “Ocak, devlet içindir.” anlayışı yerine “Devlet, ocak içindir.” anlayışının gelişmesi.
-Yeniçerilerin geçim sıkıntısı bahanesiyle askerlik yanında başka işlerle uğraşmaya başlamaları, istediklerini göreve getirmek istemeleri, isyan etmeleri.
-Sık sık padişah değişimlerindeki Cülus bahşişi ödemelerinin artması.
-Tımarlı Sipahilerin sayılarının azalması.
Tımarlı Sipahiler kendilerine verilen topraklarla geçinen askerlerdi, sayıları azalınca üretimde azaldı.
-tımarların askerliğe elverişsiz kimselere ve mültezimlere verilmesi.
-Padişahların ordunun başında savaş ve seferlere çıkmamaları.
-Denizcilikle ilgisi olmayanların donanmaya alınması.
-Avrupaki harp alanındaki gelişmelerin takip edilmemesi.
 
-Maliye Sistemindeki Bozukluklar:
 
-Ticaret yollarının değişmesi, sanayinin gelişmemesi.
-Ordunun savaşlarda yenilmesi ve ganimet gelirlerinin azalması.
-Kaybedilen savaş sonrasında Bağlı beylik ve devletlerin vergi göndermemesi.
-Savaş ve sefer harcamaları sonrasındaki ekonomik sıkıntılar.
-Yeniçeri sayısının artmasına paralel ödenen maaş sayısının artması.
-Kapitülasyonların sömürü halini alması.
-Gümrük vergilerinin azalması.
-Tarımsal üretimin gerilemesi.
-Avrupalı devletlerin coğrafi keşifler sonucu zenginleşmeleri ve kıymetli madenlerin getirilmesi ile Osmanlı parasının değer kaybetmesi.
 
İlmiye Sistemindeki Bozukluklar:
 
-Medreselerde para karşılığı ilim payesinin verilmesi.
-Ulema çocuklarına doğar doğmaz müderrislik unvanının verilmesi ( Beşik Ulemalığı)
-Ayrıcalıklarını kaybetmek istemeyen ulema sınıfının yeniliklere karşı çıkarak, yeniçeri isyanlarını desteklemesi.
 
Toplumsal Yapıdaki Bozukluklar:
 
-Nüfusun ve işsizliğin artması ve isyanların baş göstermesi.
 
 
2-Osmanlı-İran İlişkileri:
 
-İran ile ilk mücadele II. Bayezıt döneminde çıkan Şah Kulu İsyanı ile başlamıştır. İsyan II. Bayezıt döneminde bastırılamamış, Yavuz döneminde bastırılmıştı.
 
-Yavuz döneminde yapılan 1514 Çaldıran Savaşı ile İran yenilgiye uğratılmıştı.
 
-Kanuni döneminde İran’a Irakeyn, II. İran Seferi ve Nahcivan Seferi olmak üzere 3 sefer yapılmış ve 1555’te İran ile yapılan ilk resmi antlaşma olan Amasya Antlaşması imzalanmıştı.
 
-III. Murat döneminde; İran şahı II. İsmail Anadolu halkını Osmanlı devleti aleyhinde devamlı kışkırtmakta idi. İran’da taht kavgaları nedeniyle karışıklıklar çıkınca bundan yararlanılarak İran’a seferler düzenlenmiş (1577-1590 Osmanlı-İran Savaşları) 1578 Çıldır Meydan Savaşı, 1583 Meşaleler Savaşı ve diğer bazı savaşlarda başarılı sonuçlar alınmıştı. Doğudan Türkistan hükümdarı Özbek Han’ın da İran’a saldırması üzerine İran Şahı Abbas barış istemek zorunda kalmış ve 1590 Ferhat Paşa
antlaşması imzalanmıştır.
 
-Ferhad Paşa Antlaşması: (1590)
-Duraklama döneminin ilk antlaşmasıdır.
-Osmanlı devleti sınırlarını Hazar Denizine kadar genişletti.
-Azerbaycan, Gürcistan, Luristan, Dağistan alındı.
-Doğuda en geniş sınırlara ulaşıldı.
 
-I.Ahmet devrinde Osmanlı devletinin Avusturya savaşları ve celali isyanları ile meşgul olmasını fırsat bilen İran, daha önce kaybettikleri yerleri yeniden ele geçirince 1603-1611 yılları arasında Osmanlı-İran Savaşları devam etmiş ve 1612’de Nasuh Paşa Antlaşması imzalanmıştır.
 
-Nasuh Paşa Antlaşması (1612)
 
-İran, Ferhad Paşa antlaşması ile kaybettiğ yerleri geri ladı.
-İran, Osmanlı devletine her yıl 200 deve yükü ipek olarak vergi vermeyi kabul etti.
Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin elde ettiği toprakları geri verdiği ilk antlaşmadır.
 
-Nasuh Paşa antlaşmasına göre vergisini ödemeyen ve Osmanlı elçisini tutuklayan İran’a tekrar savaş açıldı. I.Ahmet, I.Mustafa ve II. Osman devrinde 1617-1618 yılları arasında yapılan savaşlar sonunda Serav Antlaşması imzalandı.
 
-Serav Antlaşması (1618)
 
-İran, senede 200 deve yükü ipek olarak vergi vermeyi tekrar kabul etti.
 
-1622’de İran’ın Bağdatı işgal etmesi üzerine IV. Murat, İran üzerine 2 sefer düzenledi. 1635 Revan Seferinde Doğu Anadolu, 1638 Bağdat seferinde Bağdat’ı aldı. İranlıların isteği üzerine 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı.
 
-Kasr-ı Şirin Antlaşması (1639)
 
-Azerbaycan ve Revan İranlılarda, Bağdat Osmanlılarda kaldı.
-Zağros Dağları sınır kabul edildi.
-Bugünkü Türk-İran sınırının çizildiği antlaşmadır.
-Geçerliliğini uzun süre korumuş ve değişmemiştir. Nedeni bu sınırların doğal sınırlar olmasıdır.
 
-Gerileme döneminde 1746’da İran üzerinde karşılaşan Osmanlı-Rus kuvvetleri anlaşarak İran’ı paylaşmışlar, ancak İran’la savaşlar yeniden başlamış, 1732’de Ahmet Paşa Antlaşması imzalanarak savaşlara son verilmiş ancak bu antlaşma uygulanmadan yeniden savaşlar başlamıştır. Aralıklarla devam eden Osmanlı-İran savaşları İran’ın isteği üzerine 1746’da imzalanan II. Kasr-ı Şirin (Kerden) antlaşmasına kadar sürdü. Bu antlaşma ile 1639 Kasr-ı şirin antlaşmasının maddeleri aynen kabul edilerek İran savaşlarına son verilmiştir.
 
3-Osmanlı-Lehistan İlişkileri:
 
Çuçora Savaşı (1620)
 
Lehistan (Polonya) 1577’de Sokullu Mehmet Paşa döneminde Osmanlı himayesine girmişti. 1587’de Osmanlı himayesinden çıkan Lehistan’ın Erdel, Eflak ve Boğdan’ın iç işlerine karışması ve Erdel Beyinin Osmanlılardan yardım istemesi üzerine II. Osman sefere çıktı. Boğdanlılar da Lehlerin yanında savaşa girmişlerdi. Ancak bazı Boğdan beyleri Osmanlıya karşı şavaşmayı reddediyorlardı. Deve ve fillerin bulunduğu Osmanlı ordusu Yaş mevkii yakınındaki Çuçorada lehleri yenilgiye uğrattı. Savaşı reddeden Boğdan beylerinin de saf değiştirerek Osmanlı tarafına geçmesi üzerine lehliler kaçmaya başladılar. Boğdan Voyvodası kendi askerlerince öldürüldü. Lehlerin komutanının kafası kesilerek padişaha gönderildi.
 
Hotin Seferi (1621)
 
II. Osman Çuçoradaki başarı üzerine Lehleri tamamen dize getrmek için yeniden sefere çıktı. Hotin kalesini kuşattı. Birçok saldırıya rağmen yeniçerilerin disiplinsizliği sebebiyle alınamadı. 1621 Hotin antlaşması imzalandı. Buna Göre:
 
-Kırım Kazakları ve Tatarları artık Lehistan’a saldırmayacak.
-Lehler eskiden olduğu gibi Kırım’a vergi verecek
-Hotin, Osmanlı himayesindeki Boğdan’a verilecek.
 
*Boğdan’ın emniyeti sağlandı.
*Tarihteki ilk Osmanlı-Lehistan antlaşmasıdır.
Genç Osman Hotin seferi sırasında.
 *II. Osman Hotin kalesinin kuşatması sırasında Yeniçeri Ocağının disiplinsizliğinin ve bozulduğunun farkına varmıştı, Bu nedenle bu ocağı kaldırarak daha güçlü bir askeri ocak kurmak istemiş ve bu düşüncesini tecrübesizliğinden dolayı yakınlarına anlatmıştı, Bunu duyan yeniçeriler isyan etmişler ve 1622’de Genç Osman'ı öldürmüşlerdir.
 
1672-1674 Osmanlı-Leh Savaşları:
 
IV. Mehmet döneminde Lehlerin, Osmanlı himayesindeki Kazaklara saldırması üzerine IV. Mehmet ve Fazıl Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı orduları lehleri yenilgiye uğrattı. Ve 1672 Bucaş Antlaşması imzalandı. Buna Göre:
 
-Podolya ve Ukrayna Osmanlılara verildi.
-Lehistan her yıl 22000 alın vergi ödeyecekti.
*Osmanlı devleti batıda en geniş sınırlara ulaştı.
*Osmanlı devletinin toprak kazandığı son antlaşmadır.
 
-Bu antlaşmayı kabullenemeyen lehler Osmanlı-Rus savaşını fırsat bilerek 1674’te tekrar saldırıya geçtiler. Ama yine tam bir başarı elde edemediler. Yapılan antlaşma Bucaş’ın aynısı idi. Ama Bucaştaki vergi yükümlülüğü kaldırılmış, bir kısım Ukrayna toprağı lehlere bırakılmıştı.
 
4-Osmanlı-Venedik İlişkileri:
 
Venediklilerin elindeki Ege Denizi ile Akdeniz sınırındaki Girit çok önemli bir stratejik konuma sahipti. Osmanlı devleti, dogu akdenizdeki egemenliği sağlamak, Venediklilerin Osmanlı gemilerine saldırmalarını engellemek için Girit’e sefer düzenlenmesi kararını aldı. (1645)
Hacca giden bir gemimize saldırı üzerine başlayan savaşlar 25 yıl devam etti. Girit Kuşatması, Osmanlı devletinin kış şartlarında bile savaştığı en uzun kuşatmadır.
IV. Mehmet döneminde Fazıl Ahmet Paşa Girit’in fethini tamamlandı ve 1699 Kandiye Antlaşması imzalandı. Buna Göre:
 
-Girit, Osmanlı devletine bağlandı.
-Dalmaçya kıyıları Venediklilere verildi.
-Sicilya Adası’nın doğusundan itibaren Akdeniz, Türk hâkimiyetine girdi.
*Osmanlı devletinin denizlerdeki son başarısıdır. Bundan sonra donanmaya fazla önem verilmemiştir.
 
5-Osmanlı-Rus İlişkileri:
 
IV. Mehmet Döneminde Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Rusların Dinyeper Kazaklarının elindeki Ukrayna'ya saldırması üzere Çehrin seferine çıkmış ve Çehrin kalesini ele geçirmiştir. (1678)
Ardından Rusların isteği ile 1681 Bahçesaray Antlaşması imzalanmıştır. Buna Göre:
-Özi kalesi sınır oldu.
-Ruslar Kırım Hanlığına vergi vermeyi kabul etti.
*Tarihteki ilk Osmanlı- Rus antlaşmasıdır.
 
6-Osmanlı-Avusturya (Nemçe) İlişkileri:
 
Avusturya, duraklama döneminde en çok savaşılan devlettir.
-Avusturya, Kanuni döneminde İstanbul antlaşması ile Osmanlı devletinin üstünlüğünü kabul etmişti.
 
-1593’te Hırvatistana akınlar düzenleyen Bosna Valisi Telli Hasan Paşa’nın Kulpa önünde şehit düşerek, ordusunun imhası üzerine burada dengeler bozuldu. Bunun üzerine Koca Sinan Paşa komutasındaki Osmanlı orduları Avusturya üzerine yürüyerek Macaristanın batısındaki bazı kaleleri geri aldı. Ancak Belgrad önlerinde başarısız oldu. Avusturya, Osmanlı devletine 1533’ten beri ödediği vergiyi kesti ve Osmanlı sınırlarına asker gönderdi.
 
-1594’te Avusturya Estergon ve Hatvan kalelerini kuşattı. Ancak başarılı olamadı. Yanıkkale Osmanlıların eline geçti.
 
-Haçova Savaşı: (1596)
1595’te III. Murad’ın vefat etmesi, Osmanlı devletinin Erdel, Eflak ve Boğdan’da çıkan isyanları bastırmakla uğraşmasını 40 km uzaklıktaki Mehmet Paşanın yardıma gelmememesini fırsat bilen Avusturya, Estergon kalesini aldı. Bunun üzerine III. Mehmet bizzat ordunun başına geçerek Avusturya üzerine sefere çıktı. 1552’de kuşatılıp da alınamayan Eğri Kalesi’ni fethetti. Harekete geçen Avusturya, karşısına gönderilen Cafer Paşa komutasındaki 4500 kişilik Osmanlı kuvvetini püskürttü. Bunun üzerine asıl Osmanlı ordusu Haçova üzerine yürüdü. Kırım Hanının da katkısıyla ilk çatışmalarda, Avusturya 6000 kişilik bir kayıp verdi. Sonraki çatışmalarda Avusturya ordusundaki topların ve tüfeklerinin ateş gücü yeniçerileri şaşırtıp büyük kayıp vermelerine neden oldu.
 III. Mehmet’in geri çekilme isteği, hocası Sadeddin Efendi tarafından engellendi. Sadeddin Efendi'nin gazileri ve Kırım kuvvetleri Avusturya ordusunu şaşırtan bir taarruza kalkıştı. Osmanlı ordusunun merkezine ulaşan Avusturya askerleri ise yağmaya başlamıştı. Osmanlı geri kuvvetindeki askerler ellerine ne geçirdilerse bunlarla birlikte yağmaya kalkışan Avusturya askerlerine saldırdılar. Osmanlı süvarilerinin manevrasıyla top atış menzilleri bozulan Avusturya askerleri Osmanlı akıncılarının canla başla verdiği mücadele sonuda kaçmaya başladılar. Kaçan askerlerden yaklaşık 20000’i bataklığa saplanarak öldüler. Avusturya’ya ait yaklaşık 100 top Osmanlı devletinin eline geçti.
 
-1598’de Avusturya Yanıkkale’yi geri aldı. Damat İbrahim Paşa komutasındaki Osmanlı orduları Kanije kalesini kuşattı. Kuşatma sırasında kalede esir olan Osmanlı askerleri canları pahasına da olsa kale içindeki barut deposunu havaya uçurdular. Kahramanca mücadeleler sonucunda Kanije ele geçirildi. Kanije Beylerbeyliği Tiryaki Hasan Paşa’ya verildi.
 
1601’de Osmanlı ordusu ayrıldıktan sonra Avusturya, Kanije kalesini kuşattı. Tiryaki Hasan Paşa az sayıda asker ile 2 aydan fazla kaleyi muhteşem bir savunma ile korudu. Yiyecek içecek malzemesi ve cephanesi tükenmeye başlayan Osmanlı kuvvetleri beklenmedik bir çıkışla kendisinden kat kat üstün görünen düşman ordusunu Kanije kalesi önünde yendi.
 
-1605’te Mehmed Paşa Estergon’u fethetti. Bu zafer Avusturya’nın ümitlerini kırdı ve onları barış istemeye mecbur bıraktı. Osmanlı devleti, İran savaşları ve celali isyanları nedeniyle antlaşmayı imzaladı.
Yapılan 1606 Zitvatorok Antlaşmasına Göre:
 
-Kanije, Eğri ve Estergon Osmanlılarda kalacak..
-Rop ve Koman Kaleleri Avusturyada kalacak.
-Avusturya bir defaya mahsus 200,000 kara kuruş savaş tazminatı verecek.
-Avusturya hükümdarı protokolde Osmanlı hükümdarına eşit olacak ve Roma imparatoru (Kayser, Roma Cesarı) unvanı ile hitap edilecek.
-Avusturya’nın, Macaristan için ödediği 30000 duka altın vergi kaldırılacak.
 
*Bu antlaşma ile Osmanlı devletinin Avusturya üzerindeki siyasi üstünlüğü sona erdi.
 
-1658’de Avusturya; Eflak, Erdel ve Boğdan beylerini Osmanlı devleti aleyhine kışkırtarak isyanlar çıkardı. Bu isyanlar Köprülü Mehmet Paşa tarafından bastırıldı. 1663’de Fazıl Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı orduları Uyvar kalesini fethettiler. Bu başarı Avrupalıların “ Uyvar önünde bir Türk kadar güçlü” sözünü kullanmalarına neden oldu.
Osmanlı devletinin bu başarıları ve papalığın tavsiyesi üzerine Avusturya barış teklifinde bulundu. Yapılan 1664 Vasvar Antlaşmasına Göre:
-Uyvar ve Novigrat kaleleri Osmanlılarda kalacak.
-Erdel, Osmanlılara bağlı kalacak, içişlerine karışılmayacak
-Avusturya savaş tazminatı ödeyecek.
*Osmanlı devletinin Avusturya’ya karşı kazandığı son kazançlı antlaşmadır.
 
II. Viyana Kuşatması: (1683)
 
Avusturya’nın kendi topraklarındaki Macarları katolikleştirmek istemesi üzerine Osmanlı himayesini isteyen Macar soylusu İmre Tökeli Osmanlı devletinden yardım istedi. Budin Beylerbeyi Uzun İbrahim Paşa, Orta Macaristan’daki Kaşav’ı alarak Tökeli İmre’yi başa geçirdi. (1682) Telaşlanan impararator I. Leopold elçi göndererek barışı yenileme girişiminde bulundu. Ancak, Viyana üzerine gizliden gizliye sefer düzenlemeyi düşünen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa buna yanaşmadı.
IV. Mehmet, sonunda savaş isteklisi Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya Yanıkkale ve Komaran kalelerinin kuşatılması ve Orta Avrupa’ya gözdağı verilmesi kaydıyla sefere çıkmasına izin verdi.
Ancak, şan ve şöhret sevdalısı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, orduyu Viyana’ya yöneltti. Çünkü Kanuninin bile fethedemediği Viyana’yı alırsa büyük üne kavuşacaktı.
 
Merzifonlu, Edirne kapıdaki kurduğu savaş meclisinde Viyana'nın kuşatılmasını, toplantıda, bulunan Kırım hanı Murad Giray Han ile Budin beylerbeyi Arnavut Koca İbrahim Paşa’ya isteksiz olmalarına rağmen kabul ettirdi. Görüşmeler sırasında, Murad Giray ve Koca İbrahim Paşa’nın Merzifonlu ile tartışması ona karşı bir kin meydana getirmişti.
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, İbrahim Paşa'yı bunaklıkla, kuşatma başladıktan sonra gelip orduya katılan, Osmanlı Devletine bağlı Erdel Kralı Apafı Mihal'i korkaklıkla suçlamış, Kırım Hânı Murâd Gıray'ı da kokmuş at eti yemekle aşağılamıştı.
 
Osmanlı ordusunun Viyana’ya yaklaşması üzerine, Halk Viyana kalesinin önünde yeralan ev ve duvarları yıkarak boşluk haline getirdiler. İmparator I. Leopold ve 80.000 Viyana halkı şehri bırakarak kaçtılar. Yardım toplamak için Prag’a yerleştiler.
 
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa 14 Temmuz 1683’te Viyana’yı kuşattı.Papanın çağrısı üzerine Lehistan Kralı Jan Sobiyeski 70,000 kişilik ordusuyla Viyana'nın yardımına yetişti. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, müttefik Avrupa ordusunun Viyana’ya girişini engelleyebilmek için, Kırım hanı Murad Giray’a; şehre geçit yeri olan Taşköprü üzerindeki Tuna nehri arkasına mevzilenmesini emretti. Ancak, Merzifonlu’nun bu plânı, gücendirdiği Kırım hanının ihanetiyle bozuldu.
Müttefik Avrupa ordusu Tuna nehri üzerinden geçerken Murad Giray Han düşman askerine saldıracağı yerde; bir tepe üzerine çekilip onları seyretmeye başlamış olmasına, yanında bulunan kendi imamı bile onun bu haline itiraz ettiği halde:
Sen bu Osmanlu'nun bize ettüğü cevri bilmezsün. Bu düşmanın defi yanumda basit bir iş idi ve bilürüm ki dinimüze de ihânettir! Lâkin asâletim beni komadı: Anlar da görsünler kendülerinin kaç akça âdem imiş. Tatar kadrin bilsünler!' cevabını vermiştir.
Merzifonlu’ya kin besleyen Sağ taraftaki Koca İbrahim Paşa kuvvetleri, Sol taraftan da Kırım Hanının intikam hissi ile geri çekilmesi sonucu orduda saflar bozulmuştur. İki ordu arasında sıkışan Osmanlı ordusu, bozularak Belgrad’a doğru çekildi. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa idam edildi.
 
 
 
 
Kutsal İttifak:
 
II. Viyana bozgunundan sonra papa önderliğinde Avusturya, Lehistan, Malta, Venedik ve Rusya arasında ittifak kuruldu. Ve Osmanlı devletine savaşa açıldı.
Osmanlı ordusu 4 cephede de yenildi. İngiltere ve Hollanda’nın araya girmesiyle Karlofça Antlaşması imzalandı.
 
Karlofça Antlaşması (1699)
 
-Temeşvar (Banat) dışındaki tüm Macaristan, Hırvatistan, Transilvanya Avusturya’ya, verildi.
-Ukrayna, Podolya Lehistan’a verildi.
-Mora ve Dalmaçya kıyıları Venedik’e verildi.
-Lehlerin, Kırım hanına ödedikleri vergi kaldırıldı.
 
*Bu antlaşma ile Osmanlı Gerilem Dönemi başladı.
*Osmanlı devleti ilk defa büyük çapta böyle bir toprak kaybetti.
*Avrupa’da Osmanlı egemenliği kesin olarak bitti.
*Macaristan’daki Osmanlı egemenliği sona erdi.
 
Rusya, Karadeniz’e çıkmayı amaçaladığından Osmanlı Devletinden Kerç kalesini istemiş, isteği reddedilince savaşa devam etmişti. Karlofça antlaşmasından 1 yıl sonra Ruslarla İstanbul Antlaşması imzalandı.
 
İstanbul Antlaşması (1700)
-Azak kalesi ve civarındaki kaleler Ruslara bırakılacak
-Rusya istanbul’da sürekli elçi bulunduracak.
 
*Ruslar, aldıkları Azak kalesi ile ilk kez Karadeniz’e inme imkânı buldu.
*Ruslar, Osmanlı devletinden ilk defa toprak aldı.
*Kutsal ittifaka katıldığı halde Malta ile antlaşma yapılmadı.
*Venedik’in savaşa girme nedeni: Girit’in alınması idi.
 
DURAKLAMA DÖNEMİ İÇ İSYANLARI:
 
17. yy.da çıkan bu isyanların genel olarak nedenleri şunlardır:
 
-Yönetim, ordu, yargı ve toprak düzenindeki bozulmalar.
-Avrupa’daki gelişmelere ayak uydurulamaması.
-Savaşların uzaması.
-Padişah ve devlet adamlarının yetersizliği
-Rüşvet ve iltimasın artması.

Merkez (İstanbul) İsyanları:
Bu isyanları çıkaranlar Yeniçeriler idi. Zaman zaman da halk ve ulema sınıfının katılımıyla da gerçekleşmiştir.
Yeniçeriler ilk kez Fatih döneminde Cülus Bahşişi sebebiyle ayaklanmışlardı.
İsyanların Nedenleri:
-Maaşların zamanında ödenmemesi.
-Maaşların ayarı düşük paralarla ödenmesi.
-Yönetimin bozulması
-III. Murat, II. Osman, IV. Murat, IV. Mehmet dönemlerinde ortaya çıktı.
-III. Murat döneminde maaşlarının düşük ayarlı paralarla ödenmesini bahane eden Yeniçeriler ayaklanarak Defterdarı öldürmüşler ve istediklerini yaptırmışlardır.
 
- II. Osman, Hotin kuşatması sırasındaki başarısızlığı yeniçerilere yüklemişti. Hacca gidip dönüşte Anadolu ve Mısır’dan asker toplayarak yeniçeri ocağını kaldırmayı planladı. Ancak bu haber yeniçeri ocağında duyulunca yeniçeriler ayaklanarak II. Osman’ı öldürdüler. I. Mustafa’yı tahta çıkardılar.
 
-IV. Murat döneminde ayaklanan yeniçeriler Sadrazam Müezzinzâde Hafız Ahmet Paşa dâhil birkaç kişinin kellesini isteyerek ayaklandılar. Padişah sadrazamın öldürülmemesi için onu saraydan kaçırdı. Ancak, Sarayı basan yeniçerilerle karşılaştılar. Durumu padişaha anlatan Hafız Ahmet Paşa bir yeniçeriye vurması sonucu onu öldürünce yeniçeriler Hafız Ahmet Paşa’yı padişahın gözleri önünde linç ederek öldürdüler. (Osmanlı Tokadı deyimi buradan kalmıştır.) Bu durumdan çok etkilenen IV. Murat şiddete dayanarak devlet otoritesini yeniden sağladı. Hafız Ahmet Paşa’yı öldüren yeniçerileri yakalatarak astırdı.
 
-IV. Mehmet devlet işlerini kendi başına yürütemeyecek kadar küçük yaştaydı. Saray harem ağalarının nüfuzları artmıştı. Yeniçerilere düşük ayarlı akçe ile maaşları ödenmiş, Giritten dönen yeniçerilere ise maaşları ödenmemişti. Yeniçeriler buna sebep olarak gösterdikleri 30 devlet adamının isminin bulunduğu listeyi padişaha vererek bunların öldürülmelerini istediler. Padişah kendisine adı verilenlerin mallarına el koyacağını ve onları sürgüne göndereceğini bildirse de durumun vehametini gören padişah bu 30 devlet adamını yeniçerilere teslim etmek zorunda kaldı.
Yeniçeriler istemedikleri bu 30 devlet adamını öldürürerek kafalarını Sultanahmet Meydanı’nda bulunan ulu çınar ağacına asmışlar ve bu başlar günlerce orada asılı kalmıştır. Bu olaya tarihte Çınar Olayı denir. (1656)
Bu Çınar ağacı eski doğu mitolojisinde meyvesi insan olan Vakvak ağacına benzetildiği için bu olaya Vaka-i Vakvakiye’ de denilmektedir.
 
Celali (Anadolu) İsyanları:
Anadolu’da köylüler tarafından çıkan isyanlardır. Bu isyanların İlk defa Yavuz döneminde Bozoklu Celal adında biri tarafından çıkarılmıştır.
-Merkezi idarenin bozulması
-Tımar sisteminin bozulması
-Güvenlik ve asayişin bozulması
-Askerlikten kaçan yeniçerilerin eşkiyalık yapmaları
İsyanların başlıca nedenleridir.
-Canpolatoğlu, Karayazıcıoğlu, Kalenderoğlu, Katırcı, Deli Hasan, Vardar Ali Paşa, Tavil Ahmet, Abaza Mehmet Paşa en önemlileridir.
-II. Osman döneminde Erzurum valisi olan Abaza Mehmet Paşa, Yeniçerilerin Erzurum halkına davranışlarından hoşnut değildi. Bu arada Osmanlı padişahı Genç Osman yeniçerilerce tahttan indirilmiş ve acımasızca öldürülmüştü. Bu nedenle yeniçeri ocağının kaldırılması gerektiğini düşünmekte idi. Ve Erzurum bölgesindeki yeniçerileri öldürterek bir celali isyanı başlattı. Kendi bölgesindeki yeniçerileri öldürtmekle kalmayıp yeniçerileri tamamen ortadan kaldırmak amacıyla 30000 kişilik ordusuyla istanbul’a hareket etti. Sivas’ı Ankara’yı ele geçirdi. Bursa’yı kuşattı alamayınca geri çekildi. Gazi Ekrem Hüsrev Paşa komutasındaki Osmanlı orduları Erzurum’u kuşatarak Abaza Mehmet Paşa’yı yakaladı. İstanbul’a getirdi. IV. Murat cesaretinden dolayı Abaza Mehmet Paşa’yı affederek Bosna Beylerbeyliğine atadı. Ancak Abaza Mehmet Paşa’nın isyan çıkaracağından devamlı şüphede olan IV. Murat Ermenilerden rüşvet alarak Ermenilere çıkar sağladığını öğrenince 1634’te Abaza Mehmet Paşa’yı idam ettirdi.
 
Eyalet İsyanları:
 
Merkezi otoritenin bozulmasından faydalanarak devletten kopmak amacıyla Erdel, Eflak, Boğdan Kırım gibi özerk eyaletlerde çıkan isyanlardır.
Devletin uzak eyaletleri olan Yemen, Bağdat, Basra, Trablusgarp’ta çıkan bu isyanlar sonucu buralarda adeta bağımsız denilebilecek yönetimler kurulmuştur.
-Bu isyanlar diğerlerinden farklı olup, en önemli özellikleri devletten ayrılma amacı gütmeleridir.
 
-16. ve 17. yy isyanları çabuk bastırılmıştır. Bunun nedeni devlet düzeninin güçlü oluşudur. 
-İç isyanlar sonucu devlet otoritesi sarsıldı.
-Halkın devlete olan güveni azaldı.
-Ülke ekonomisi geriledi.
-Anadolu’da huzur bozuldu, köylerden kentlere göçler başladı.
-Üretim azaldığı için gıda maddelerinin fiyatları arttı.
-İsyanlara karşı sert önlemler alındı.
 
17. YÜZYILDAKİ ISLAHAT HAREKETLERİ:
 
II. Osman: Yeniçeri Ocağı’nı kaldırmayı düşünmüştür. Sarayı halka açmaya çalışmıştır. Sosyal alanda ıslahat yapan ilk padişahtır.
 
IV. Murat:
İstanbul ve Celali İsyanlarını bastırmış, devlet üzerindeki kadınlar ve saray ağaları saltanatına son vermiştir. Şiddet ve korku politikasıyla nizamı sağlamış, içki, tütün ve gece sokağa çıkma yasağı getirerek ahlaki alanda ıslahatlar yapmıştır. Koçi Bey’e raporlar hazırlatarak köklü ıslahatlar gerçekleştirmeyi düşünmüşse de ömrü yetmemiştir.
 
Kuyucu Murat Paşa :
Celali İsyanlarını şiddetle bastırmıştır. I. Ahmet dönemi vezirlerindendir.
 
Tarhuncu Ahmet Paşa :
Osmanlı’da ilk defa resmi devlet bütçesini hazırlayarak, saray masraflarını kısma yoluna gitmiş, bunu hayatıyla ödemiştir. IV. Mehmet dönemi veziridir.
 
Köprülü Mehmet Paşa :
Şartlı olarak başa geçmiş, baskı ve şiddet yoluyla isyanları bastırmıştır.
 
Köprülü Fazıl Ahmet Paşa :
Kısa bir dönemde olsa devlete eski günlerini yaşatmış, ordu, donanma ve maliyede düzenlemeler yapmıştır.

Koçi Bey :
Büyük bir fikir ve bilim adamıdır. Duraklama ve gerilemenin sebeplerini, bunun önlem ve çarelerini iki rapor halinde hazırlayarak IV. Murat’a sunmuştur.
 
17. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
- Avrupa örnek alınmamıştır.
- Yüzeyseldir, baskı ve şiddete dayanır.
-Devlet politikası haline gelmemiş, gelişme imkanı bulamamışlardır.
-Yeniçeri, ulema ve halkın tepkisiyle karşılaşmıştır.
-Genel olarak başarılı olamamıştır.
-Yönetim, hukuk ve teknik alanlarda ıslahat yapılmamıştır.
- Duraklamaya çözüm olmamışlardır.



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol